Üye olmak

Hesabınız var mı? Kayıt olmak

Hesabınız var mı? Şimdi Giriş Yap

Kayıt olmak

Burada Kayıt Olun

Parolanızı mı unuttunuz?

Hesabınız yok Burada Kayıt Olun

Parolanızı mı unuttunuz

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi girin. E-posta yoluyla bir bağlantı alacaksınız ve yeni bir şifre oluşturacaksınız.

Hesabınız var mı? Şimdi Giriş Yap

Üzgünüz, soru sorma izniniz yok, Soru sormak için giriş yapmalısınız.

Parolanızı mı unuttunuz?

Bir Hesaba mı İhtiyacınız Var? Burada Kayıt Olun

Lütfen bu sorunun neden raporlanması gerektiğini kısaca açıklayın.

Lütfen bu cevabın neden bildirilmesi gerektiğini kısaca açıklayın.

Lütfen bu kullanıcının neden bildirilmesi gerektiğini kısaca açıklayın.

GirişKayıt Ol

Avukat Sözlük

Avukat Sözlük Logo Avukat Sözlük Logo Avukat Sözlük Logo Avukat Sözlük Logo
Aramak
Bir soru sor

Mobil menü

Kapalı
Bir soru sor
  • Ana Sayfa
  • Keşfet
  • Profilim
  • Kategoriler
  • Sorular
    • Yeni Sorular
    • Popüler Sorular
    • En Çok Okunan Sorular
  • Anketler
  • Etiketler
  • Puan Sistemi
  • Kullanıcılar
  • Destek
Ev/ Sorular/Q 185775
İşlemde

Avukat Sözlük En sonuncu Sorular

mirasuvukati
T: 07.07.20252025-07-07T19:25:33+03:00 2025-07-07T19:25:33+03:00

Muris Muvazaasında Gelin Lehine Mehri Karşılığı Yapılan Taşınmaz Devrinin Geçerliliği

Miras bırakanın, gelinine mehir olarak verdiği taşınmaz devri, yazılı belge ve tanık beyanlarıyla ispatlanmışsa, bu devir geçerli olup, muris muvazaası sayılmaz.
Yargıtay Kararı – 1. HD., E. 2014/5970 K. 2015/7739 T. 27.5.2015
“Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ‘ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilerek gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil isteğine ilişkindir.

Davacı, mirasbırakanları K1’nun 3865 ada 8 parsel sayılı taşınmazını o dönemde oğlu K2 ile nişanlı olup evlilik hazırlığı yapan müstakbel gelinine muvazaalı olarak ve bedelsiz satış göstererek devrettiğini ileri sürerek miras payı oranında iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.

Davalı, dava konusu taşınmazın taraflar arasındaki yazılı anlaşma uyarınca mehr olarak kendisine devredildiğini, muvazaadan ve mirasçılardan mal kaçırma amacından bahsedilemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan K3’nun 08.08.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı K4 ile davalının eşi K2 ve diğer çocukları K5, K6, K7 ve K8’yü bıraktığı, mirasbırakanın kayden maliki olduğu çekişme konusu 8 parsel (yeni 3865 ada 8 parsel) sayılı taşınmazı 11.05.1982 tarihinde davalı F1’a satış suretiyle temlik ettiği, F1’ın mirasbırakanın oğlu K2 ile 12.05.1982 tarihinde evlendiği, evlilik cüzdanının içindeki sayfaya yazılıp muhtarca onaylanan ve mirasbırakan K3 ile davalının babası K9 ‘ün imzasını taşıyan adi yazılı belgede; ” 258 m2 arsasıyla sekiz odalı ev, komple mehri nikahı 71.000 liradır” ibaresinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, davacının murisinin çekişmeli taşınmazı davalıya mehr olarak verdiği, dosyadaki evlilik cüzdanının iç sayfasına yazılıp mirasbırakan tarafından da imzalanmış adi yazılı sözleşme ve davalı tanıklarının ifadeleri ile belirlenmiştir. Bilindiği üzere, mehr kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir.

Medeni Kanun, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehr, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez. (2.12.1959 günlü, 14/30 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehr sözleşmeleri bu gün içinde geçerlidir. (Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi’nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı)

Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 128. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunun (BK) 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK’nin 288. (Borçlar Kanununun 238.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Esasen taşınmazın sicil kaydı (mülkiyeti) da davalıya intikal ettirilmiştir. (BK.m.238)(4.HD. 18.2.1985 gün ve 1984/9153 E, 1985/1223 K., 1.H.D. 27.05.2009 tarih 2009/4577E-2009/6090 K). Bu durumda değinilen ilkeler çerçevesinde iddia ve buna ilişkin olgular birlikte değerlendirildiğinde anılan belgeye değer verileceği kuşkusuzdur.

Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

3
  • 1
  • 1
  • 3
  • 17
  • 0
  • Rapor

Cevap eklemek için giriş yapmalısınız.

Parolanızı mı unuttunuz?

Bir Hesaba mı İhtiyacınız Var? Burada Kayıt Olun

3 Cevap

  • Oy verildi
  • En eski
  • Son
  • Rastgele

Üzgünüz, yanıtları görüntüleme izniniz yok.

Kenar çubuğu

Bir Soru Sorun

İstatistikler

  • Sorular 51
  • Cevaplar 6

Keşfetmek

  • Son Sorular
  • Rastgele
  • Cevaplar
  • En Çok Tıklanan
  • En Çok Cevaplanan
  • Anketler

Altbilgi

Avukat Sözlük

  • Hakkımızda
  • Kişisel Verilerin İşlenmesi Politikası
  • Aydınlatma Metni
  • KVKK Açık Rıza Metni
  • Gizlilik Sözleşmesi
  • Site Kullanım Koşulları

İletişim

  • Kullanıcılar
  • Blog
  • Hakkımızda
  • Bize Yazın